Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Öğretmenlik mesleğinin itibarına yönelik her tür tehdidi bertaraf etmek için mücadelemizi, tekliflerimizi, talep ve görüşlerimizi, eleştirilerimizi sunmak adına raporlar hazırlıyor, eğitimi ülke gündemine getiriyoruz” dedi.
Ali Yalçın, TRT Haber’de Öğretmenlik Mesleği ve Mesleğin Statüsü araştırmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Öğretmenlerin mesleklerini ve statülerini nasıl algıladığını ortaya koymak amacıyla 26 ilde 3 bin 34 öğretmenle yüz yüze görüşme yapıldığını belirten Yalçın, “On yıl önce de buna benzer bir araştırma yapmıştık. İzleme ve değerlendirmeye dayalı araştırmalar her yıl düzenli olarak yapılmalı ki, farklılıklar gözlenebilsin. Bu bakımdan mevcut durumu gözlemleyebilmek adına araştırma önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
Öğretmenliğin fedakârlık mesleği olduğunu ifade eden Ali Yalçın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Öğretmenlik fedakârlık mesleğidir. Öğretmenlikte en önemli etken moraldir. Bir öğretmenin morali ne kadar yüksekse eğitime o kadar çok katma değer katar, dersi o kadar verimli geçer. Öğretmenler kendileriyle ilgili iyi cümleler duymak ister. Medyada ve siyasette öğretmenin olumsuzlukları gün yüzüne çıkartılıyor. Bazı münferit olaylar koca bir mesleğe mâl ediliyor. Bu da öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu bozuyor.”
Öğretmen mesleki gelişime açık
Raporda öğretmenlerin karar alma sürecinde daha fazla yer alması sonucun çıktığını dile getiren Yalçın, “Öğretmenlerin yüzde 53,1’i, eğitim politikalarının şekillenmesinde etkilerinin olmadığını düşündüğünü söylemiştir. Öğretmenlerin faaliyet alanına ilişkin kararlar da öğretmenin fikri alınmadan yapılması öğretmeni üzüyor. Karar alma sürecine politika yapıcılar öğretmenleri de dâhil etmesi gerektiği raporumuzda çıkıyor. Öğretmenlerin yüzde 42,3’ü, çocuğunun öğretmen olmasını desteklemeyeceğini belirtmesi sıkıntılı bir sonuç olduğu gözlemleniyor. Öğretmenler imaj ve itibarının yıprandığı bir meslek yaptığını düşünüyor. Bu bakımdan çocuklarının bu mesleği yapmamasını istiyorlar. Bu soruna karşı derin bir araştırma yapılması gerekiyor. Öğretmenlerin yüzde 50’si, mesleki gelişimleri hizmet içi eğitimleri yeterli olmadığını söylüyor. Gerekli tedbirler alınarak öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sunacak hizmet içi eğitimlere önem verilmesi gerekmektedir. Raporda öğretmenlerin yeniliğe açık oldukları görülmektedir. Bunun için yüksek lisans, doktora yapmış öğretmenlere ücretlerinde farklılık olması gerekmektedir. Öğretmenlerin mesleki gelişimi için yüksek lisan ve doktora cazip hale getirecek politikalar uygulanmalıdır, öğretmenlerimiz biz buna hazırız diyor. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 56,9’u, yaptığı iş karşılığında adil bir ücret almadığını belirtmiştir bu ciddi bir oran. Öğretmen ucu ucuna geçiniyor. Öğretmen sosyal ve kültürel aktivitelere ne kadar çok zaman ayırırsa verimliliği o kadar çok artar. OECD ortalamasının altında ücret alıyoruz. Öğretmenlerin yüzde 61,1’i, mesleğini yaparken oldukça yıprandığını; yüzde 34’ü, öğrencilerle ilgilenmenin çok fazla strese neden olduğunu dile getirmiştir” diye konuştu.
Öğretmenlik mesleği cazip hâle getirilmelidir
Öğretmenlere günün gösteren değil gün gösteren politikaların hayata geçmesi gerektiğini belirten Ali Yalçın, sorunlara ilişkin önerilerde bulundu: “Öğretmenliğin eğitim kalitesini belirlemedeki kilit rolünü ortaya koyan çalışmalar yapılarak doğru bir şekilde topluma anlatılmalıdır. Öğretmenlerin mesleki gelişimlerini desteklemeleri için daha fazla kaynak ayrılmalı yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapan öğretmenlere ödenen ücretlerde de bir farklılaşmaya gidilmelidir. Öğretmenlerin yaptıkları iş karşılığı adil ücret almalı ve tecrübeli öğretmenlere daha yüksek ücret ödenmelidir. Moral ve motivasyona dayalı öğretmenlik mesleğinin cazip hâle gelmesi için çalışmalar yapılmalıdır.”