Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa ve Hasan Yalçın Yayla, Denizli 1 ve 2 No’lu şubelerin düzenlediği genişletilmiş il divan toplantısına katıldı. Eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerin, sendikal çalışmalar hakkında istişarelerin yapıldığı, eğitim çalışanlarının sorunlarına ilişkin çözüm önerilerinin görüşüldüğü toplantıda konuşan Şükrü Kolukısa, Eğitim-Bir-Sen’in hikâyesinin bedel ödemiş insanların hikâyesi olduğunu belirterek, “Bizim hikâyemiz boş bir mazinin değil, gerçek bir tarihin, hayal dahi edilemeyen başarıların ta kendisidir” dedi.
Vesayetle mücadelenin, yasakların ortadan kaldırılması için verilen emeğin, toplu görüşmeden toplu sözleşmeye geçişte dökülen terin, 100’ü aşkın kazanımın altında Eğitim-Bir-Sen’in adının yazılı olduğunu vurgulayan Kolukısa, “Ülkemizde devlet memurları haksızlığa karşı hak arayabiliyorsa, bu Eğitim-Bir-Sen’in kazanımıdır. Öğretmen olmanın da, akademisyen olmanın da, hizmetli olmanın da, bugün şef olarak 3600’ü talep etmenin de altında imzası olan eğitim-Bir-Sen’dir” şeklinde konuştu.
Sendikacılığın meşakkatli bir yolculuk, uzun bir maraton olduğunu kaydeden Kolukısa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nefesi yetenlerin tamamlayacağı ve varacağı menzildir. Günübirlik bir mücadele olarak değerlendirirsek gerçek anlamdan uzaklaşırız. Dün çözülemez denilen sorunlar bugün çözüldüyse; 3600 ek gösterge verildiyse, eksikleri olmakla birlikte öğretmenlik meslek kanunu çıkarıldıysa, kariyer basamakları yeniden hayata geçirildiyse, uzman ve başöğretmenlere ücret ve ilave derece artışı getirildiyse, adaylık sürecindeki yazılı sınav kaldırıldıysa, bu büyük teşkilatın, Eğitim-Bir-Sen’in verdiği mücadelenin sonucudur. Bundan sonra hedefe ulaşmak için göstereceğimiz her gayret, ülkemizin geleceği için, emekçilerimizin alın teri için varacağımız bütün hedefler, elde edeceğimiz bütün kazanımlar, bu mücadelemizin eseri olacaktır.”
Dünyada devam eden sıkıntıların ülkemize çıkardığı faturaların da farkında olduklarının altını çizen Kolukısa, “Bir fedakârlık yapılacaksa, bu fedakârlığı ilk yapacak olanların bu teşkilat olduğunu biliyoruz. Nasıl ki 17-25 Aralık’ta ülkemizin başına çorap örülmeye çalışıldığında meydanlarda biz vardık, nasıl ki 15 Temmuz’un kapkaranlık kanlı gecesinde alanlara ilk çıkan insanlar biz olduysak, bu ülke için can feda edilmesi gerekiyorsa buna hazır olduğumuzu her zaman dosta düşmana gösterdik. Bu ülke, bu millet bize ihtiyaç duyduğunda her zaman fedakârlık yapmaya hazır olduk. Ancak bir gelir dağılımı yapılıyorsa, bir hak bölüşülüyorsa, bir alın terinin hakkı söz konusuysa, o zaman o masadan alın terimimizin hakkını almadan kalkmayacağımızı herkesin bilmesi gerekir. Bu hayat pahalılığında, her şeyin bu kadar zamlandığı bir ortamda kamu görevlilerine yapılan zam beklentilerin altında kalmıştır” diye konuştu.
Yayla: Talepler görülmeli, mağduriyetler ivedilikle giderilmelidir
Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, sözleşmeli kamu görevlilerine verilen kadro sözünün daha fazla zaman kaybedilmeden yerine getirilmesi çağrısında bulunarak, “Yasal düzenleme bir an önce çıkarılmalıdır. Bu çerçevede bütün mağduriyetler giderilmelidir” ifadelerini kullandı.
Şube müdürlerinin mali ve özlük haklarının hiyerarşik konumlarına göre güncellenerek iyileştirilmesi gerektiğini dile getiren Yayla, “Talepler görmezden gelinmemeli; şube müdürü, araştırmacı, müfettiş yardımcısı ve şeflerin taşıdıkları sorumluluk ve yetki ile uyumlu olmayan ücretleri ve diğer mali hakları bir an evvel iyileştirilmelidir” dedi.
Toplu sözleşme kararına dönüştürdükleri ‘üniversite idari personeline yer değişikliği hakkı’nın yasal düzenlemeye kavuşturulmasının zamanının geldiğini söyleyen Yayla, şöyle konuştu: “İdare, sahadaki beklentiyi karşılama noktasında irade ortaya koymalıdır. Toplu sözleşme kararına dönüştürdüğümüz ‘üniversite idari personeline yer değişikliği hakkı’ daha fazla vakit geçirilmeden hayata geçirilmelidir. Sendika olarak, YÖK ile yaptığımız görüşmelerde yapıcı bir tutum izlendiğini gördük. Talebimiz, ikili görüşmelerle olgunlaşan konunun yasal bir düzenlemeye kavuşturulmasıdır.”