Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, Hasan Yalçın Yayla ve Atilla Olçum ile birlikte, Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Müsteşar Doç. Dr. Yusuf Tekin, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alparslan Durmuş’u ziyaret ederek, “Gecikmiş Bir Reform: Müfredatın Demokratikleştirilmesi” raporunu takdim etti.
Ziyaretlerde ‘müfredat’ raporunun detayları hakkında bilgi veren Ali Yalçın, yeni Türkiye’de; geleneğin gelecekle birleştirildiği, gelir dağılımında adaletin sağlandığı, vatandaşların doğuştan gelen farklılıklara bakılmaksızın teoride ve pratikte eşit olduğu, hiç kimsenin ayrımcılığa uğramadığı, devletin vatandaşlarına karşı sorumlu ve duyarlı olduğu adil bir devlet modeli inşa etme umudunun yeşerdiğini ifade ederek, “Bunun olumlu sonuçlarının görüleceği alanların başında eğitim sistemi gelmektedir. Eğitimde reform ve değişim, milletle ve gelenekle barışmakla başlayacaktır. Sadece statükoyu nesilden nesile aktarmayı gaye edinen yapılar geçmişte kaldı. Tarihine sırtını dönmeden, akıl, düşünce, pozitif bilim ve felsefeden korkmadan, evrensel standartlarda kendisini sürekli yenileyen eğitim kurumlarının ve eğitim politikalarının hayata geçirilmesi için uygun iklimi oluşturma gayretleri kesintisiz sürmelidir” dedi.
İnsani gelişmişlik endeksinin yanında ülke insanının adalette, iyilikte ve merhamette yüksek standartlara kavuşturulmasının da önemli olduğuna dikkat çeken Yalçın, “Bu da ancak doğru bir müfredatla mümkündür. Raporumuzda genişçe ortaya konulduğu gibi, Türkiye’de eğitimin felsefi ve yasal temelleri oldukça sorunludur. Eğitim sisteminde tek tipçi ve farklılıklara izin vermeyen bir anlayış hüküm sürmektedir. Bu çerçeveden bakıldığında, mevcut sistemin, çağdaşlık iddialarına rağmen evrensel pedagojik normlara ve uluslararası sözleşmelere uygunluğu bazı açılardan tartışmalıdır. Yürürlükteki 12 Eylül Anayasası başta olmak üzere, mevcut yasal çerçeve uluslararası hukukça benimsenen ve Türkiye’nin taraf olduğu ilkelerle çelişmektedir” şeklinde konuştu.
Yalçın, eğitim, ülkenin beşeri sermayesinin yetiştirilmesinde kullanılan en temel araçlardan biri olduğunu vurgulayarak, bunun gerçekleşmesi için, çağın gereklerine uygun bir müfredatın elzem olduğunu dile getirdi.
Son yıllarda atılan olumlu adımlara rağmen eğitimdeki kurucu yasal belgelerin, okul öncesinden yükseköğretime kadar hâlâ tek tipçi ve farklılıklara izin vermeyen bir zemine sahip olduğunu belirten Yalçın, şöyle konuştu:
“Eğitimdeki tüm dönüşüm çabalarına rağmen bugüne kadar doğrudan doğruya müfredatta ve ders kitaplarında yapılan köklü bir değişimden söz etmek güçtür. Tarihiyle, kültürü ve coğrafyasıyla daha barışık eğitim programlarının hazırlanmasının yanında, eğitim sisteminin insan haklarına duyarlı ve muhtelif toplumsal kesimleri dışlamayan bir felsefeyle yeniden kurgulanmasına olan ihtiyaç had safhadadır. Mevcut müfredatın şekillendirdiği düşünme biçimiyle eğitimde mesafe almamız pek mümkün görünmemektedir. Demokrasisi gelişmiş, ekonomisi alabildiğine büyümüş, dış dünya ile rekabet edebilen bir Türkiye’de, iç barışı ve huzuru sağlamanın, istihdamla beraber ekonomik ihtiyaçları karşılamanın yolu birinci sınıf bir eğitim sistemine en kısa sürede kavuşmaktan geçmektedir.”
Hazırlanan raporun, Türkiye’de eğitimin felsefi ve yasal temellerini alabildiğine nesnel ve bilimsel bir bakış açısıyla irdeleyip, müfredat reformuna neden ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Yalçın, “Raporumuzda, mevcut müfredatın kapsamlı bir inceleme ve değerlendirmesi yapılarak sorun alanları tespit edilmiş; buna ilaveten, uluslararası karşılaştırmalar ışığında Türkiye’de dersler ve derslere ayrılan süreler de incelenmiştir. Son olarak, rapordaki tespitler ve incelemeler ışığında birçok sonuca ulaşılmış ve çözüm önerileri geliştirilmiştir. Kapsamlı bir çalışmanın ürünü olan raporumuzun müfredat geliştirme çalışmalarına katkıda bulunacağına inanıyorum” diye konuştu.
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, rapordan medyada çıkan haberler vasıtayla haberdar olduğunu, bu konuda bilgi sahibi olduğunu belirterek, kendisine sunulan raporu inceleyeceğini ifade etti.
Bakan Yılmaz, eğitimde mesafe alınması konusunda yapıcı eleştiriler içeren, çözüm önerileri ortaya koyan çalışmaların kayda değer olduğunu sözlerine ekledi.