Denizli 1 Şubesi
1326 | | | 22-11-2016
İstiklâl ve istikbâl mücadelemiz
Atilla OLÇUM

Devlet ve millet bütünleşmesini, düşmanca emelleri için engel görenlerin, akla gelebilecek en çılgın, en acımasız saldırılarla yaptıkları topyekûn saldırı, milletçe onurlu direnişle püskürtülmüştür.

Doğrudan devlet ve millet bütünlüğümüzü çökertmeyi amaçlayan 15 Temmuz kanlı darbe girişimi, bütün bölge ve mazlum coğrafyalar için umut olan örnek tarihi yürüyüşümüzü hüsrana uğratmayı, bütün kazanımlarımızı imha etmeyi amaçlamıştır. Bu yönüyle darbe girişimi ile bütün bir millet ve devlet varlığı hedef alınmış; tarihi, kültürel, milli değerlerimiz yok edilmek istenmiştir. Darbe girişimi, içinde, tartışılamayacak ölçüde hainlik, ihanet ve zorbalık taşımaktadır. Doğrudan devlete ve milli iradeye saldıran bu girişimin satılmış aktör ve figüranları yerli değerlerden yoksundur; kökü dışarıda karanlık odakların ve güç merkezlerinin içerideki işbirlikçileri, uzantılarıdır. Millete silah doğrultan, katliam yapmaktan çekinmeyen gözü dönmüşlük, hiçbir mazeret ve gerekçeyle açıklanamayacak alçaklık ve ihanetten başka bir şey değildir.

Yakın geçmişin darbelerle kesintiye uğratılmış süreçlerinden sonra milli egemenlik ve milli irade mefkûresi etrafında bütünleşen devlet ve millet kaynaşması, tarihsel misyona uygun olarak özlenen tabloyu yaşanır kılmıştır. Bu tablo, kendi dinamikleri ile var olduğu takdirde Türkiye’nin içeride ve dışarıda ne ölçüde güçlü olduğunu, olacağını göstermiştir. Bütün engellemelere rağmen sahip olunan bu güçle, özellikle kültür ve gönül coğrafyamızda bütün kurguların denge ve denklemi değişmeye başladı. Bize rağmen karanlık, kirli oyunlar ve kumpaslar eskisi gibi rahat, engelsiz yürürlüğe konulamadı. O nedenle bölge ve bizim üzerimizde menfur amaçlar güden güçler, amaçlarını gerçekleştirmek için bizi dize getirmek, bunun da ötesinde bizi kuşatmak, bütünüyle etkimizi kırmak, köleleştirmek istediler.

On yıllardır yapmadıkları, denemedikleri oyun, kumpas kalmamıştı. Başaramadılar. Son hamle olarak yıllardır, dini değerleri bile fütursuzca istismar ederek devlet içinde paralel ağ kuran yapılanmayı harekete geçirdiler. Bu örgütün hesapçı, sinsi, çıkarcı, hain, ihanete elverişli yapısının, yabancı istihbarat odakları tarafından tam da bu günler için hazırlandığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Yapılan kanlı darbe girişimi ile gerçek niyeti belli olan bu örgüt aracılığı ile milli iradeye doğrudan bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Kardeşlik ve bütünlüğümüz, özgürlük ve bağımsızlığımız, istiklal ve istikbalimiz hedef alınmıştır. Milletin değer ve kurumlarına, doğrudan milletin kendisine uçak, helikopter ve tanklarla saldırılmış, 237 insanımız şehit edilmiş, binlercesi yaralanmıştır. Bu alçakça saldırıya canı pahasına direnen halkımız, onuru ve namusu bildiği iradesine, egemenlik hakkına sahip çıkmanın destansı kahramanlığını vermiştir. Darbeciler püskürtülmüş, ele geçen atama ve infaz belgeleri sonrasında başlatılan karşı hamle ile mutlak bir zafer elde edilmiştir. Milli iradeye canı pahasına sahip çıkan bu millet ve milletin hissiyatına ilgisiz kalmayan, düdük çalınca ceketini alıp gitmeyen siyasi irade, bütün dünyaya örnek olacak tarzda millet ve devlet bütünleşmesini muhteşem bir şekilde ortaya koymuştur.

Milli varlığımızı yok etmenin fırsatını kollayanlar, her defasında var olmak için tarihi fırsat kollayan milletin cesur iradesi karşısında yenilgiye uğramıştır. Yakın geçmişinde darbelerin yıkıcı tesirlerinden edindiği tecrübeyle olgunlaşan şuur ve kararlılık, 15 Temmuz darbecileri karşısında onurlu bir direnişin destanını yazmış, yaşamıştır.

Darbeler genellikle pısırık, kendine güvenini yitirmiş, sessiz kitleler oluşturur. Milletimizin, çaresizlik kıskacında tahammülle geliştirdiği dayanma ve direnme bilinci, bu kanlı saldırı girişimiyle yüksek bir bilince dönüşmüş, direniş de o ölçüde asil, ölümüne, kararlı bir mahiyet kazanmıştır. Bu kararlı direnişle sadece darbeye geçit verilmemiş, milli kimlik ve kişiliğimiz hiçbir vesayeti kabul etmeyecek olgunlukla varoluş bilincine dönüşmüştür. Günlerdir bütün şehirlerin cadde ve meydanlarını boş bırakmayan bilinçli kitle, bundan böyle vesayet rejimi kurmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğinin güçlü işaretlerini vermektedir.

Alanlarda iradesine, özgürlüğüne sahip çıkan saygın bir millet vardır. Millet, zillet içinde yaşamaktansa izzet içinde ölmeyi göze almış; cesaretiyle, sadece bugününü değil yarınlarını da ipotek altına alınmaktan kurtarmıştır. Bundan böyle millete ait olan egemenlik, asla gasp edilemeyecektir.

Egemenlik hakkına sahip çıkmak, onu ne pahasına olursa olsun korumak gerçek anlamda var olma, haysiyetli olma meselesidir. Bu idrak ve şuur seviyesine ulaşmış millet, asla teslim olmaz, teslim alınamaz. Bu gerçeği herkes gördü, görüyor, görecek. Onun için istikbalimiz daha aydınlık ve müreffeh olacaktır. 

Tüm Yazılar
1 İstiklâl ve istikbâl mücadelemiz
2 Yarınların Tohumunu Yüreklere Serpmek