Denizli 1 Şubesi
466 | | | 19-12-2014
Adım Adım Yüksek Öğretim Tazminatı Mücadelemiz
Ramazan ÇAKIRCI

Günümüz dünyasında üniversiteler; teknoloji, küreselleşme ve rekabet dinamiklerinin etkisiyle yeni bir dönüşüm yaşamaktadır. Ülkemizde de bu değişimin yaşanması için akademik özgürlük ve bilimsel çalışmaların önündeki mevcut sorunların aşılması zaruridir. Bunun için YÖK yapısının değiştirilmesi elzemdir.

 

Üniversitelerin beklenen katkıyı yapabilmesi, ülkemizin genç beyinlerinin üniversiteye çekilebilmesine, yurt dışında bulunan yetişmiş beyinlerimizin yeniden ülkemize getirilebilmesine, öğretim üyeliğinin ve araştırmacılığın cazip bir meslek haline getirilmesine bağlıdır. Gelişmenin anahtarı olan üniversitelerde, mevcut özlük haklarıyla bilim insanını tutmanın oldukça güç olduğunu yıllarca söyledik, bunu her platformda anlattık.

 

Öğretim elemanları, aldıkları maaşların düşük düzeyde kalması nedeniyle giderlerini karşılamak ve yaşadığı şehirde tutunmak için asıl amacı olan araştırma yapmak yerine ek derse girmeyi zorunlu olarak tercih ettiler ve ders makinesi gibi haftalık maksimum 40 saate kadar derse girmeye zorlandılar. Üniversite dışında daha iyi şartlarda iş bulan araştırma görevlileri, girdikleri üniversiteleri bir an önce terk etmeye çalıştılar. Bu durum, hem üniversitelerimizin verimliliğini düşürdü hem de öğretim elemanlarımızın kendi meslekleri hakkında sürekli kuşku duymalarına kapı araladı. Öte yandan, üniversitelerden mezun olan başarılı öğrenciler, akademik kariyer yapmaktan kaçındılar. Bu durumun en önemli sebebi, farklı kurum ve kuruluşlarda elde edecekleri gelirlerin, akademik personel olarak elde edecekleri gelirden çok daha yüksek olmasıydı. Başarılı lisans mezunlarının iş seçiminde maaş faktörünü dikkate alarak diğer alanları daha fazla tercih etmeleri nedeniyle, araştırma görevlisi kadrolarına yapılan nitelikli başvurular gün geçtikçe azaldı, dolayısıyla yeni açılan üniversitelerle birlikte nitelikli araştırma görevlisi ihtiyacı her geçen gün arttı. Başka bir deyişle, maaşların cazip olmaması yüzünden, başarılı birer bilim adamı ya da araştırmacı olabilecek başarılı gençlerimiz ya özel sektörü ya da uzmanlık kadrosu başta olmak üzere, üst kurulları ve bürokrasiyi tercih etti. Bu durum, üniversitelerin AR-GE, inovasyon ve proje üretim kapasitesi ile Türkiye’nin iddialı hedeflerine katkısı açısından ciddi bir tehlike sinyali veriyor.

 

Eğitim-Bir-Sen, uzun süredir öğretim elemanlarının ücretlerinin yetersizliğini sürekli dile getirmiştir. Türkiye’nin gelişmesinin yolu evrensel vizyona sahip bilgi üreten üniversitelerden geçmektedir. Üniversitelerde bilgi üretmenin ise nitelikli insan gücüne bağlı olduğu açıktır. Nitelikli insan gücünü üniversitelere çekmek için mutlaka motivasyon araçlarının kullanılması gerekmektedir. Bunun için 2012 yılından beri yoğunlaşarak öğretim elemanlarının ücretlerinin artışı için mücadele verdik. Özellikle 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile emsal kadrolarda çalışan devlet memurlarının ücretlerinin eşitlenmesi ile üniversitelerde şube müdürü, şef, memur, hizmetli ve teknik hizmetler sınıfı çalışanlarının ücretlerinde iyileştirmeler yapıldı. Ama öğretim elemanlarının diğer kamu kurumlarında emsalleri olmadığı gerekçesiyle ücretlerinde iyileştirme yapılmadı. 2012 ve 2013 yıllarında yapılan toplu sözleşmelerde, ‘öğretim elemanlarına ücret artış’ talebi ile masaya oturduk. 2012 yılında tüm çabamıza rağmen sonuç alamadık. Cumhuriyet tarihinin en büyük iş bırakma eylemini yaptık. 2013 yılı toplu sözleşme masasında ise öğretim elemanlarının ücretlerinin artışını müzakere ettik ve iyileştirme yapılması için YÖK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile ortak çalışma yapılması üzerinde mutabakata vardık. Daha sonra, bir önceki Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Maliye Bakanlığı, YÖK, Devlet Personel Başkanlığı yetkilileriyle görüşmeler yaptık; Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda görüşülen öğretim elemanlarının mali haklarının iyileştirilmesi için önemli çalışmalar yürüttük, mücadele ettik, talebimizi hep diri tuttuk.

 

17 Aralık küresel operasyon girişiminden önce Bakanlar Kurulu’nun gündemine gelen ve bu girişim sonrası rafa kaldırılan öğretim elemanlarının ücretlerinin artışına ilişkin taleplerimizin operasyon nedeniyle akamete uğraması ile bir yıla yakın bir kaybımız oldu. 62. Hükümet kurulduktan sonra talebimizi yüksek sesle dillendirmeye devam ederek, tekrar gündeme alınmasını sağladık. Yeni hükümet talebimizi yasa tasarısı olarak Meclis’e sevk etti ve uzun süre mücadelesini verdiğimiz talebimiz gerçekleşti.

 

Hafızalarımızı tazelemek adına yaptığımız çalışmaların bir kısmını hatırlatmakta fayda var.

 

01.10.2013 tarihinde akademik personelin mali ve sosyal haklarına ilişkin çalıştay düzenledik. (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/akademik-personelin-mali-ve-sosyal-haklarina-iliskin-calistay-gerceklestirdik/2352/)

 

25.10.2013 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüşerek (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/milli-egitim-bakani-nabi-avci-ile-onemli-konulari-gorustuk-/2376/) öğretim elemanlarının ücretlerinin artışı için destek istedik. Sayın bakandan “sizlerden güçlü destek bekliyoruz” diyerek destek sözü aldık.

 

28.10.2013 tarihinde tespit ve taleplerimizi içeren “Öğretim Elemanlarının Mali Hakları Ulusal ve Uluslararası Karşılaştırmalı Raporu”nu hazırlayarak YÖK Başkanı Sayın Gökhan Çetinsaya ile birlikte kamuoyuyla paylaştık (

http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/ogretim-elemanlarinin-mali-haklariyla-ilgili-yok-ile-ortak-basin-aciklamasiaptik/2382/ ). Bu raporumuzda araştırma görevlilerinin en az diğer kamu kurumlarında görev yapan uzman yardımcılarının ücretleri ile eşitlenmesini, profesör, doçent ve yardımcı doçent ücretlerinin 2014 için 100 puan (731 TL), 2015 yılı için 731 TL artırılmasını istedik.

 

Şubelerimiz de, merkezde yürüttüğümüz çalışmalara destekte geri durmadılar. Aralık 2013’te 19 Mayıs Üniversitesi Şubemiz imza kampanyası düzenledi (http://www.egitimbirsen.org.tr/omu-calisanlarindan-imza-kampanyasi-/4592/143/detay-sube-haberleri).

 

Öğretim elemanlarının ücretlerinin artışına odaklanan sendikamız, 22.01.2014 tarihinde Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüştü (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/ogretim-elemanlarinin-ucretlerinin-artisi-icin-sonuca-odaklandik-/2510/).

 

27.01.2014 tarihinde dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/genel-baskan-gundogdu-basbakan-erdogan-ile-gorustu-/2513/ ) hem akademik personelin reel artış bazlı maaş mağduriyetinin giderilmesi hem üniversitelerin akademik personel ihtiyacının karşılanmasına ilişkin riskin ortadan kaldırılması hedefiyle akademik personelin maaşlarında artış yapılmasını istedik.

 

20.02.2014 tarihinde Genel Başkanımız Ahmet Gündoğdu, “Medeniyet, İnsan, Demokrasi ve Şehirler” konulu ‘Büyük Türkiye Buluşması’nda, kürsüden Başbakan’a hitaben, reel ücret artışı konusunda mağdur konumdaki akademik personele ilave zam yapılmasını istiyoruz” dedi.

 

13.09.2014 tarihinde Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu ile yaptığımız görüşmede (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/gundogdu-talepleri-basbakan-a-sundu-/2819/) profesörlerin maaşlarının genel müdür maaşına, doçentlerin maaşlarının genel müdür yardımcısı maaşına, yardımcı doçentlerin maaşlarının daire başkanı maaşına, asistan ve okutmanların maaşlarının uzman/uzman yardımcısı maaşlarına eşitlenmek suretiyle iyileştirme/artış yapılmasını talep ettik.

 

23.10.2014 tarihinde Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na katılarak, komisyon görüşmeleri öncesi ve esnasında önerilerimizi sunarak, yasa tasarısına uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacılarına da yükseköğretim tazminatı ve akademik teşvik ödeneği verilmesini sağladık (http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/cabalarimiz-neticesi-uzman-cevirici-ve-planlamacilar-da-zam-kapsamina-alindi-/2866/).

 

Neticede bir profesörün alacağı toplam yükseköğretim tazminatı ve akademik teşvik ücreti toplamda bizim talebimiz olan 731+731 TL olmak üzere 1462 rakamına ulaşabilmektedir. Bu rakam herhalde öylesine bir rakam değildir. Aynı şekilde bir araştırma görevlisinin aldığı ücretin ise diğer kamu kurumlarında çalışan kariyer meslek olan uzman yardımcısının aldığı ücrete eşitlenmesi her şeyi izah ediyor. Fazla söze ne hacet!

Tüm Yazılar
1 Bir halk destanı: 15 Temmuz
2 Bir halk destanı: 15 Temmuz
3 İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Noktayı Koyduk
4 Adım Adım Yüksek Öğretim Tazminatı Mücadelemiz
5 Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?
6 Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü.