Denizli 1 Şubesi
577 | | | 25-02-2014
Fantastik Proje Fatih, Neyi Fethedecek?
Şükrü KOLUKISA

Hükümetin en büyük projelerinden biri olarak lanse edilen, bizzat Başbakan’ın tanıtımını yaptığı, sonraki süreçlerde de zaman zaman konuşmalarında vurgu yaptığı; her öğrenciye tablet ve sınıflarda akıllı tahta teknolojisi ile eğitimde devrim yapmaya çalışan FATİH Projesi’nin eğitime şu ana kadar ne getirip ne götürdüğü sürekli tartışma konusu oldu.

 

Bir kesim sürekli olarak Fatih Projesi’ni yolsuzlukla, rant dağıtımıyla, usulsüzlükle, görevlendirilen profesyonel personele ödenen paralarla, soruşturmalarla ve görevine son verilen üst düzey yöneticilerin durumlarıyla ve bilimsellikten uzak olmakla eleştiriyor. Diğer kesim ise “görelim bakalım” teyakkuzu ile gelişmeleri birazda endişeli bir şekilde takip ediyor. Görülen o ki gidişat pek hayra alamet değil. Çünkü Fatih Projesi ileriye doğru değil zaman ileri aktıkça geriye gidiyor.

 

Fatih projesi tasarıda beş ana bileşenden meydana geliyordu:

1- Donanım ve Yazılım Altyapısının Sağlanması,

2- Eğitsel e-İçeriğin Sağlanması ve Yönetilmesi,

3-Öğretim Programlarında Etkin BT Kullanımı,

4- Öğretmenlerin Hizmet içi Eğitimi,

5- Bilinçli, Güvenli, Yönetilebilir ve Ölçülebilir BT Kullanımının sağlanması

 

Yukarda saydığımız hedeflenen tüm aşamalarda maalesef sorunlar göze çarpıyor; ne donanım tamamlandı ne altyapı çalışması bitirilebildi, ne gerekli ölçekte e-içerik hazırlandı, ne öğretim programlarında e-içerikleri kullanacak öğretmenlerin kullanım becerisi sorunu halledildi (birkaç saatlik kursla öğretmenlerin böylesi kompleks bir sistemi uygulaması ise hayli zor).

 

 Bilinçli ve güvenli bir BT kullanımı öğretmenin, öğrenciden teknoloji konusunda daha bilgili olmasını gerekli kılarken maalesef çoğu yerde durum tam tersi.

 

                Proje kapsamında okullara verilen etkileşimli tahtalar etkileşim-siz bir aygıt olarak genellikle projeksiyon cihazı olarak kullanılmakta, çok amaçlı yazıcı herhangi bir yazıcı olarak bir köşede kurulu beklemekte, doküman kameralar sadece ilgi duyan öğretmenlerin rica ile kullandığı bir teçhizat olarak algılanmakta, bir çok okulda internet altyapısı aktif hale gelmediği için tüm bu bileşenler, ya dağınık kullanılmakta ya da atıl vaziyette ömür tamamlamaktadır. Dahası her ilde bir tane en son teknoloji ile dizayn edilen her bir adımı otomasyonla attığınız interaktif eğitim salonları; teknolojik müze kıvamında kıpırtısız can çekişmektedir.

 

Bütün bu bileşenlerin esas kullanıcısı, sistemin yürütücüsü olacak öğretmenler arasında ise çok fazla kuşak farkının olması; uygulama birliği bakımından fark doğurmaktadır. Okul yöneticilerinin mesleki tecrübe bakımında ileri olmasına rağmen teknolojiyle tanışma ve kullanım becerisi kazanma konusunda genç nesilden geri olması projenin nitelikli ve verimli kullanılmasını bir nebze olumsuz etkilemektedir. Öğretmenler açısından ise durum; genç neslin sisteme uyma ve uygulamada zorlanmadan dâhil olmasının yanı sıra eski kuşakların teknolojinin eğitime dahil edilmesi paniklemesine yol açmış, emekliliğini yıl olarak doldurmasına rağmen emekli olunca maaşının büyük bir kısmını kaybedeceği, ekonomik olarak büyük kayıp yaşayacağı gerekçesiyle emekli olmamakta direnmesi, teknolojiyi kullanmada; yaklaşma-kaçınma çatışması yaşamasına sebep olmaktadır. Teknolojik yeniliklerin öğretmen eliyle sağlıklı ve bilinçli bir şekilde kullanılabilmesi;Fatih Projesi’nin uzun vadede başarılı olması için hükümetin atacağı en büyük adımlardan birisi: faal öğretmenlikle emeklilik arasındaki maaş uçurumunu kaldırarak emekliliği özendirmek, genç nesillere yeni kadrolar açarak yenilikleri daha kolay uygulanır hale getirmektir. Bugünkü haliyle; sınıfta akıllı tahtayı öğrenci öğretmenden daha etkin kullanmakta, sistemin kontrolü öğretmenden çıkıp öğrenciye kaymaktadır. Öğrenci ise bu teknolojiyi eğitim amacından daha ziyade “entertainment” amacıyla kullanarak içini film, müzik, klip, sosyal paylaşım videolarıyla doldurmaktadır.

 

Bu minvalde öğrenciye bir eğitim aracı olarak verilen tablet, öğrenci belleğinde eğitim içerikli dosyalardan daha ziyade sosyal paylaşım sitelerine devlet eliyle giriş kapısı olarak yer tutmaktadır. 

 

                Tüm bu aksaklıkların ilk sırasında ihaleyi üstlenen firmanın iş verdiği taşeron firmanın da iş verdiği taşeron firmalar silsilesiyle; suyunun suyu mantığı ile iş yapılması, işi yapan taşeron firmalardan bazılarının hak edişi aldıktan sonra işçilerin parasını ödemeden ortadan kaybolması, altyapının zamanında yapılmasını engelleyen en büyük etmenlerden biri olmuştur.

 

                Diğer yandan kullanılacak malzemenin üretimi, zamanında tedarik edilmesi ve proje uygulanacak illere, okullara zamanında gelmesi konusunda tedarikçi firmalardan kaynaklanan eksiklikler zamanı hep projenin aleyhine işletti.

 

                Milli Eğitim Bakanlığı’nın projeyi eğitimcilerden daha çok mühendislere ve bilişimcilere emanet etmesi; teknolojiyi eğitime uygulamaktan daha çok eğitimi teknolojiye uyarlayan bir modele dönüştürdü.

 

Pahada; fazla, zamanda; yavaş, eğitim ortamlarında; salaş, teknolojide; ileri olan bu projenin esas sorunu bizce yukarda saydıklarımız değil. Esas sorun eğitime bakış açısındaki şaşılık. Hükümetin eğitim ile ilgili önceki adımlarında da bariz bir şekilde temayüz eden bir sorun var. Eğitime şekilci bir bakış açısı, eğitimi asla içerden göremeyen bir göz, eğitimi istatistik, ekonomik yük, siyasi pay, teknolojik dönüşüm, sosyolojik değişim bağlamında ele alan ama asla pedagoji bağlamında ele alamayan bir çapraz duruş. Teknolojinin konforunu ve kolaycılığını, insanın(öğretmenin) önünde ve üstünde gören fikir sapması var. Bunun sonucu olarak artık kime sorsak hükümet hangi alanlarda başarılı oldu, genel olarak: ekonomi, sağlık, adalet, demokrasi vs. hangi alanlarda başarısız oldu: eğitim.

 

Hükümet kadrolarında adliyeyi içerden bilen iyi avukat, sağlığı kılcal damarlarıylabilen iyi doktor, ekonomiyi tüm atraksiyonlarıyla görebilen bilen iyi iktisatçı var iken eğitimi özünden kavrayan iyi bir eğitimci demek ki yok. Eğitimciye itibar edilince, bilhassa memura siyaset hakkı verilince inşallah olacaktır.

 

Teknolojiyi eğitime uygulayalım derken; eğitimi teknolojiye uygulayarak, eğitimi büyük bir teknolojik pazar haline getirip dünyanın teknoloji ve bilişim üreten tüm firmalarının iştahını kabartıp beş yıl sonra dijital bir çöplük haline gelecek okullara kavuşmaktan daha ziyade eğitimde aslolan her zaman insandır. Teknoloji veya bir başka konfor eğitimde sadece payda olur, payanda olur, destek olur, pozitif etki olur, kolaylık olur ama asla temel olamaz. Eğitimde ana arter insandır. Etkin ve etik değerlere dayalı vaziyette kullananı olmayan cihazlar, bilinçli tüketilmeyen dijital bilgiler, ahlaklı ve bilgili insanlarca işletilmeyen sistemler asla başarı getiremezler. Teknolojik okur-yazar sayısını artırmak eğitimi ileri taşımak değildir. Bilgi erdemdir; aforizmasından hareketle bilginin ahlakı güzelleştirmesine giden yolları, insanın insanla etkileşimin büyülü sarmalıyla inşa etmek, esas hedef olmalıdır.

 

Fatih Projesi duygusal bir iklimde belirlenen “Fatih” isminin zorlama açılımı (Fırsatları Arttırma Teknolojiyi İyileştirme Harekâtı) gibi fantastik; şimdilik eğitimin doğal seleksiyonun dışında cereyan eden ve gerçek eğitim ortamında asla yer edinemeyen,teknolojiyi gereğinden fazla yüceltme mantalitesinin büyük bir siyasi argümanı olarak doğmuş, fakat her geçen gün eriyen ve uzun vadede ayak bağı olmaya aday bir projedir.

 

Hükümete düşen; eğitime teknolojik makyaj yaparak, okulları teknolojik üs haline getirmek değil, nitelikli öğretmen yetiştirmek, eğitimcilerin benimseyerek uyguladığı projeleri eğitimcilerle tasarlayarak uygulamak, eğitimi militarist, şekilci, baskıcı unsurlardan arındırmak, alternatifli, organik ve özgürleştirici bir sistemi inşa etmektir.

Tüm Yazılar
1 Soru çözen öğrenciden sorun çözen insana
2 Hızlı ve organize kötülük, müzmin ve örgütlü iyilik
3 Tarihe hamasetle değil verasetle talip olmak
4 Sendikacılığımızın İki Kapısı var: İnsanımızın refahı İnsanlığın felahı
5 Türkiye'de Eğitim ve Vesayet
6 Sol Sendikaların Özgürlükle İmtihanı
7 Eğitim Savaş Konusu Olursa, Harcanan Cephane İnsan Olur.
8 Fantastik Proje Fatih, Neyi Fethedecek?
9 Sendikaların Toplu Sözleşme Antagonizması