Denizli 1 Şubesi

Sendikal yürüyüşümüz adaleti ve refahı sağlamış güçlü bir Türkiye'nin inşası içindir

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, insanları mutlu, toplumu güçlü, devleti adil, farklılıkları koruyan, birlik ve dayanışma içinde bir Türkiye talebiyle sendikal yolculuğa çıktıklarını ifade ederek, “Bunun için mücadele ettik. Hakkı, adaleti, refahı sağlamış güçlü, iddialı bir Türkiye’nin inşası için her türlü yoksunluğa ve engellere rağmen yolumuza devam ettik ve bu mücadelemiz sonucunda kayda değer başarılar elde ettik, nitelikli çalışmalara imza attık” dedi.



Eğitim-Bir-Sen Ankara 3 No’lu Şube’nin düzenlediği işyeri temsilcileri toplantısında konuşan Hasan Yalçın Yayla, duygu ve düşüncede ortak bir dilin oluşturulmasına önem verdiklerini ve bunun için çeşitli eğitim toplantıları düzenlediklerini hatırlatarak, “Sıkıntılı bir süreçte kurulan sendikamız, Mehmet Akif İnan ve 14 arkadaşının fedakâr çalışmaları neticesinde önemli bir yol kat etmiş, görevi onlardan devralan yöneticilerimizin yılmadan, yorulmadan verdikleri mücadeleyle bugünlere gelmiş, 400 bini aşkın üyesi olan etkili ve yetkili bir teşkilat olmuştur. Zirvede olmak elbette önemli ama bundan daha önemlisi, zirvede kalabilmek ve onun hakkı verebilmektir. Bu da, ortak bir sendikal dil oluşturmaktan, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirmekten, kazanımlarımızın berhava olmaması için daha sivil, demokratik ve özgür bir Türkiye’nin inşa edilmesinden geçmektedir” şeklinde konuştu.

27 Mayısların, 12 Martların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların, 27 Nisanların, 17-25 Aralıkların ve 15 Temmuzların bir daha yaşanmaması için, ülkesini ve milletini düşünen, daha iyi bir gelecek hayal eden herkesin aynı kulvarda buluşması, yekvücut olması gerektiğini kaydeden Yayla, şöyle devam etti: “Bizim hassasiyetlerimiz ve önceliklerimiz bellidir. Kurulduğumuz günden bu yana millî iradenin, milletin ve değerlerinin yanında yer almış, eğitim çalışanları adına onlarca kazanıma imza atmış bir sendika olarak, hak ve özgürlük mücadelemizi kesintiye uğratacak, birlik ve beraberliğimizi bozacak, millî iradeyi boyunduruk altına alacak uygulamaların, girişimlerin, dün olduğu gibi, bugün de, yarın da karşısında olacağız. Yasaklardan, baskılardan çok çekmiş, darbe dönemlerinde örselenmiş, haksızlığa uğramış bir teşkilat olarak, bedel ödeyerek elde ettiğimiz kazanımlara yenilerini eklememizi sağlayacak bir ortamın oluşturulmasına, daha çok özgürlüğe, daha demokratik bir yönetime ‘evet’ diyor ve bunun için mücadelemizi sürdürüyoruz.”
 


Utanç verici yasaklara son verdirdik

Türkiye’nin en büyük, en aktif, en özgürlükçü, en çok temsil yeteneğine sahip sendikası olarak, verdikleri mücadelenin karşılığını büyük oranda aldıklarını belirten Yayla, “Bugün başörtüsü diye bir sorunumuz yok. İnsanlar kıyafetlerinden dolayı yargılanmıyor, suçlu muamelesine maruz kalmıyor, kıyafetler irtica ya da darbe nedeni olarak hayatımızda yer almıyor. Suç işleyen kim olursa olsun bedelini ödüyor. Çocuklarımızın Kur’an’la bağını kesen zorunlu eğitim kademelendirildi, imam-hatiplilerin yolunu kesmek için kullanılan katsayı adaletsizliğine son verildi. Bütün bunlar elbette çok önemli kazanımlardır ama biz bununla yetinmedik, yetinmiyoruz. Türkiye’de eğitim sisteminin gerçek anlamda demokratikleşmesi ve böylece toplumun farklı taleplerine cevap üretebilmesi için, çağdaş gelişmeleri dikkate alan yeni bir müfredatın hazırlanması yönünde çalışmalar yapıyor; eğitim sisteminin, bir yandan çoğulcu, demokratik, farklılıklara imkân tanıyan bir çerçeveye, diğer yandan da ortak bir kültür, millet ve vatan etrafında birleşmeyi sağlayacak şekilde yeniden kurgulanmasının mücadelesini veriyoruz” diye konuştu.



 

Olçum: Kamu görevlilerinin ve milletimizin lehine olacak her çalışmaya ‘evet’

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum da toplantıya katılarak bir konuşma yaptı. Eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin yarınlarından endişe duymayacak şekilde işinin başına gitmelerini sağlamak, huzurun hâkim olduğu bir zemini oluşturmak için çalıştıklarını dile getiren Olçum, “Millî ve manevi değerlerimizle barışık bir eğitim sistemi, kamu görevlilerinin emeklerinin karşılığını aldığı bir çalışma hayatının hayat bulması, huzur ve sükûnetin hâkim olduğu bir ülke için atılan her adıma, yapılan her çalışmaya, hazırlanan her projeye ‘evet’ dedik ve demeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 


Aydınsoy: 15 Mayıs’a kadar yoğun bir çalışma bizi bekliyor

Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Ahmet Aydınsoy ise, faaliyetleri hakkında bilgi vererek, 15 Mayıs’a kadar yoğun bir sendikal çalışmanın kendilerini beklediğini söyledi.