Denizli 1 Şubesi

İstikrar, adil paylaşım ve daha iyi bir gelecek için 'evet'

Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, istikrarsızlığın, baskının ve adaletsizliğin olduğu bir yerde geleceğe emin adımlarla yürümenin mümkün olmadığını ifade ederek, “Hak ve özgürlük için mücadele veren, bu uğurda birçok bedel ödeyen bir sendika olarak, kazanımlarımızın heba olmaması, daha sivil, özgür ve demokratik bir Türkiye’nin inşası için dün olduğu gibi, bugün de, yarın da elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz. Ülkemizin gelişmesi, milletimizin refaha kavuşması, kamu görevlilerinin emeklerinin karşılığını alması için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. İstikrara, özgürlüklere, adil paylaşıma, aydınlık bir geleceğe ‘evet’ diyor ve bunun için çalışıyoruz” dedi.


Latif Selvi, Eğitim-Bir-Sen Tekirdağ Şubesi’nin, ilçe temsilcileri, okul yöneticileri ve üyelerin katılımıyla Çerkezköy’de düzenlediği toplantıya katıldı. Burada konuşan Selvi, teşkilat eğitimine önem verdiklerini, teşkilatlarının, kalbi, yüreği ve bilinci aynı noktada atan ve birlikte hareket eden bir yapıya bürünmesini hedeflediklerini söyledi.

400 bini aşkın üyesi olan genel yetkili sendika olarak, eğitimle ilgili söyleyecek çok sözleri, sorunların çözümüne ilişkin önerileri bulunduğunu dile getiren Selvi, Öğretmenlik Mesleği ve Mesleğin Statüsü araştırması, Eğitime Bakış 2016: İzleme ve Değerlendirme raporu başta olmak üzere, nitelikli çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydetti.


Müfredatta köklü bir değişiklik yapılmalıdır

Müfredatla ilgili yaptıkları çalışmayı kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlatan Selvi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı taslak müfredata ilişkin eleştirilerde bulundu.

“Kültürümüz, inancımız ve değerlerimiz ışığında eğitim sistemimizi yeniden yapılandırmamız gerekiyor. Bu anlamda müfredatta ciddi bir değişikliğe ihtiyaç vardır” diyen Selvi, şöyle konuştu: “Her şeyi pozitivist bir yaklaşımla yorumlamak zorunda değiliz. Materyalist bir anlayışı çocuklarımıza kimsenin dayatmaya hakkı yoktur. Taslak müfredatta sınırlı bir değişim yapıldığını görüyoruz. Değişimi önemli miktarda olumlu bulduk. Bu olumlu durum topyekûn bir köklü değişimi içermiyor. Mevcut müfredattaki ana paradigma büyük oranda korunuyor. Bundan dolayı da eleştiriyoruz. MEB bundan sonrasını değerlendirmeli, nihai kararı vermeden, uygulamaya geçirmeden toplumsal talepleri de dikkate alarak, müfredatta en azından beklentilerimizi önemli miktarda karşılayacak düzenlemeler istiyoruz. Topyekûn bir değişikliğe gidilmesini, daha köklü bir değişikliğin gerçekleşmesini bekliyoruz.”
 

Gençlerimizi insani değerlerle donatmalıyız

Müfredatın ana unsurlarından birinin de kitap yazma işi olduğunu kaydeden Selvi, “Bunu nasıl bir temelde ifade edecekleri, veriliş biçimi de aynı şekilde son derece önemlidir. Başarıya endeksli, hayatta kendisine kolay iş edinebileceği eğitimin verilmesiyle sınırlı olmamalıdır. Çocuklarımızı, gençlerimizi insani değerlerle de donatmalıyız” şeklinde konuştu.
 


Anayasal düzenleme için görüş belirtmek bir haktır

Gündeme ilişkin açıklamalarda da bulunan Selvi, anayasa değişikliği referandumunda Türkiye’nin tam bağımsızlığı için, istikrar için, daha güçlü bir Türkiye için ‘evet’ oyu kullanacaklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bugün milletvekilleri yasama görevini yapmak yerine yürütmenin bir parçası haline dönüyor. ‘Diktatörlük, ‘tek adamlık’, ‘başkana kimse karışamayacak’ iddiaları tamamen bilinçsizce ortaya atılan iddialardır. Bugün ‘yargı bağımsızlığından söz ediyor muyuz’ dediğimiz zaman, tabi ki yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışılmaktadır. Benim kanaatim şu yöndedir: Türkiye’de yargı vesayeti vardır. Yargı, belirleyici erk olarak her şeye karışmaktadır. Nitekim bu ülkede partiler kapatılmıştır. Hâlbuki partiler yetkilerini halktan alırlar ve halka verirler. Yargı erki adaletin tesisi ile ilgili sorumludur, iktidar kurmak ya da iktidar yıkmak onun işi değildir, olamaz. Türkiye’de birçok parti kapatıldı fakat hiçbirinin kapatılma nedeni tatmin edici değil. Zaman zaman siyasetin, iktidarın karşısında muhalefet oldular. Yargının görevi adaleti yerine getirmektir. Ben adaleti tesis etmek için istediğimi iktidara taşır ve indiririm gibi bir yükümlülüğü kesinlikle yoktur. Cumhurbaşkanının şu an Meclisi feshetme yetkisi var fakat yeni sistemde böyle bir şey söz konusu değil. Yeni sistemde Meclis feshedildiğinde Cumhurbaşkanı kendini de feshetmiş olur. Biz diyoruz ki, bu değişim desteklenmelidir.”

‘Evet’ demenin siyasi bir propaganda değil, anayasal düzenleme için verilen bir görüş olduğunu dile getiren Selvi, “Bu anayasal haktır. Bununla ilgili kimler soruşturma açmaya ya da tepki vermeye kalkarsa karşılarında Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan Memur-Sen’i ve Eğitim-Bir-Sen’i bulur” ifadelerini kullandı.



 

Topuz: Çabamız daha da güzel işlere imza atmak

Toplantının açılışında konuşan Eğitim-Bir-Sen Tekirdağ Şube Başkanı Ferruh Topuz, çabalarının daha da güzel işlere imza atmak olduğunu kaydederek, “Ben ve ekibim tam 20 yıldır bu mücadelenin içindeyiz. 20 yıldır bu sendika içinde olmaktan dolayı çok mutluyuz. Bu işi nöbet olarak görüyoruz, Mayıs 2016’da yetkimizi aldık ve zirveye çıktık. Zirvede kalmak, zirveye çıkmaktan daha zordur. Üyemizden işyeri temsilcimize, ilçe yönetimlerimizden il yönetimimize kadar bu davaya hizmet veriyoruz. İyilik hareketiyiz ve iyi insanlarla beraberiz. İnşallah daha da güzel işlere imza atacağız” şeklinde konuştu.